1/13
2/13
3/13
4/13
5/13
6/13
7/13
8/13
9/13
10/13
11/13
12/13
13/13
Previous slide
Next slide

Tarsus Şelalesi Turizm Tesisleri

Muğlak

Esneklik ve alt başlıkları mimarlık literatüründe, endüstrileşme öncesi dönemde anonim mimarlığın doğal bir öznesi iken üzerine tartışılmadan, doğal olarak mekanların uyabilir, çok defa kullanılabilir, değişikliklere cevap verebilir ve uyarlanabilir oldukları görülmektedir. Taşıyıcı sistemlerin 20. yüzyılda yaşanan gelişmelerle mekanı özgürleştirmesi sonucunda esneklik, mekanın değişebilirliği, çok işlevliliği, açık plan anlayışı, akışkan mekanların, arada mekanların varlığı gibi alt kavramlar üzerinden incelenebilir duruma gelmiştir. Tüm bu kavramlar mekanların ve sınırların muğlaklaşmasını doğurmuş ve akışkan muğlak mekanlara varılmıştır. Günümüzde çağdaş mimarlıkta zamanın ruhunu, kullanıcı çeşitliliğini ve kullanım çeşitliliğini yakalayabilecek mekanların esnek mekanlar olmaları, özellikle kamusal mekanlarda büyük önem taşımaktadır. Binaların esneklik kapasitesi binanın nitelikli bir şekilde dönüşmesini de desteklemekte, böylelikle mekansal süreklilik farklı kullanıcı ve işlevlerle devam etmektedir. Bir diğer yandan yine herkese açık mekanlar tasarlanması, yurttaşlık bilincini, bir aradalığı, ortak kullanımı artırmakta, çoğulculuk sağlamaktadır.


Mimari tasarımın mekân oluşumundaki en büyük sorunlarından birisi esas fonksiyonu oluşturan mekânların diğer dolaşım ve geçiş mekânlarıyla olan ilişkilerinde ara mekânlar oluşturarak bu ilişkilerin düzenlenmesi olmaktadır. Buna göre mekânlar binalar, alanlar, semtler, kent imaj noktaları ve diğer değerler oluşmaktadır. Geçiş mekânlarının oluşmasını sağlayan geçişi tanımlayan girişler, eşikler, kapılar, saçaklar, arkadlar, atriumlar gibi mimari elemanların bütünlüğün oluşmasında, işlevsel, yapısal, simgesel, sosyal, kültürel ve anlamsal yansımaları bulunmaktadır. Geçiş mekânları karşılıklı ilişki ve etkileşim sonucu ortaya çıkar. Farklı mekânların hem ayrımını hem de bağlantısını sağlar. 

Programlanmış mekanlar, konumlandırılma şekline göre programlanmamış mekana yani aralığa sebep olabilir. Mevcut işlevler arasındaki mekanı, programlanmamış ‘olay’ların gerçekleşebileceği, beklenmeyenin oluştuğu yer olarak nitelenmiştir. Bu aralık içindeki olay program dışıdır. Bu da hem kullanıcı için hem de tasarımcı için ifade özgürlüğü sağlar. Proje önerisi doğal peyzaj ve mimarinin bir arada varlığını sürdürebilmesi fikrine dayanır. Geleneksel formların kısıtlayıcı ve stabil yapısına zıt olarak tanımlanan kurgu iç ve dış arasında akışkanlığı sürdürür. Mekan, kişilerin bu alanları beklendik ya da beklenmedik şekilde kullanımı ile oluşan olay ve hareketler ile değer kazanır.

Amaç taşıyıcı sistemi ve servis mekanlarını iç mekandan kopararak ihtimallere açık esnek mekanlar oluşturmaktır. Tasarımın hedefi tasarlanmayan boşluktur. Kalıcı ya da geçici bütün bölücüler, oluşturulacak yeni senaryolar kullanıcının inisiyatifindedir. Esnekliğin hem tasarımcı hem kullanıcıya sağladığı özgürlük bir kazanım olarak değerlendirilmiştir. Sınırı esnetmek pratikte ya da düşüncede olsun, bir adım öteye geçmeye, bakış açısını genişletmeye ve algıyı geliştirmeye katkıda bulunur.

Hem kavramsal hem de pratiğe yönelik olarak, mimaride bulanıklık sağlamak için, doğal çevresiyle etkileşim halinde olan sınırları yumuşatılmış mekanlar, mekandaki işlevi dönüştürebilen mimari akışkanlık ve bulunduğu yerin özelliklerini dikkate alarak, şeffaflık ve homojenliği amaç edinen bir mimari kurgu hedeflenmiştir. Tasarımındaki asıl amaç iç ile dış arasındaki sınırları muğlaklaştırmak, strüktürün kendisini kullanarak yapıyı doğayla kaynaştırmaktır.

Binaya yaklaşan ziyaretçinin bu yapının sınırlarını algılaması mümkün değildir. Aralık mekan, içeride ya da dışarıda olma ayrımını köreltir. Artık ziyaretçi somut bir mekanın içinde olmaktan ziyade gölge sağlayan bir örtünün altındadır. Program dışı ara mekan tanımına uyar şekilde binaya net bir işlev verilmemiştir. Deneyim ve hareket ile işlev oluşur. Hareketli cam paneller iç mekan ile dış mekanın sınırını belirsizleştirir. Paneller farklı kombinasyonlar ve farklı kullanımlara imkan verirken, işlev şelale yönüne taşar parkla hemhal olur. Özel alanın kamusal alana nüfuz etmesi hedeflenir. Gözlemci- kullanıcı iç mekan ile dış mekanı eş zamanlı olarak deneyimleyebilir ve bu deneyimi kendi şekillendirmektedir. Gözlemlenen doğa ile fiziksel ilişkinin yeniden ön plana çıktığı görülür. Ağaçlar arasında yayılan hafif strüktür zeminle minimum temas etmektedir. Yapı ağaçlar arasında gezinen hafif bir örtü görüntüsündedir.

Proje Adı

Tarsus Şelalesi Turizm Tesisleri

Ödüller

Katılım, Ulusal Yarışma

Hizmetler

Mimari, peyzaj

Tipoloji

Kültürel

Konum

Mersin, Türkiye

Yıl

2021

Durum

Konsept Tasarım

Alan

4.400 m²

İşveren

Mersin Büyükşehir Belediyesi

Tasarım Ekibi

Cihan Sevindik, Sıddık Güvendi, Ekin Balas, Emirhan Ayata, Medine Gümüş

İşbirliği

YTA Civil Engineering, Studio Bems Landscape

Fotoğraf