İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlık ve Şehir Meclisi
Demokrasi, toplum için hükümeti belirleme ve kurma teşkilatı yapısıdır. İçeride toplumsal düzenimizi yaratıp dışarıda çıkarlarımızı gözetme metodolojisidir. Demokrasi, herhangi bir fiziksel mekâna bağlı olmayan bir kavramsa da uygulanması için etkili bir toplanma ve tartışma mekânı gereklidir. Demokrasi yapıları bu nedenle ihtiyaçtan doğar. Onlardan fayda sağladığımız için onları inşa ederiz.
Peki politik koşulları 21.yyda tasarlamak nasıl bir yaklaşım ister? Bu noktada tarihteki demokrasi mekanlarına bakmamız yol gösterici olabilir. Antik Yunan Atina’sından modern dönemlere kadar geldiğimizde bu yapıların biçimsel ele alınış paradigmalarının pek de değiştiğini söyleyemeyiz hatta çok benzer olduğunu görebiliriz. Demokrasinin doğasında olan esnek ve işlevsel yapı formları çok da değişikliğe uğramamıştır. Toplanma eyleminin hayat bulduğu bir mekan paradigması olarak tanımlanabilir demokratik mekanlar. Bu yaklaşıma meclis yapıları da dahildir.
Neticede şuna odaklanmak mümkündür: zaman ve mekan bağımsız değildir. Toplum bireylerden oluşur ve toplumun her an demokrasi adına tartışmalar yürütmesi, müzakereye girmesi de pek olası değildir. Bu da zamansal bir toplanmadır çünkü. Bu noktada önerdiğimiz yapı bir meclis yapısıdır fakat genel anlamda bir toplanma mekanı olarak ele alınmıştır. Toplanmanın gerçekleştiği her an politiktir aslında ve demokrasinin de sağlayıcısıdır. Mimari de içinde yaşayan veya içinde çalışan insanları demokratik siyasete katılmaya teşvik edebiliyor veya onlara yardım edebiliyorsa, demokratik olarak adlandırılabilir.
Bu bakış açısıyla demokrasiyi sadece meclis toplantılarına indirgemeyip daha bütüncül, kamusallığın aktığı çoğu zamanı kapsayacak bir yöntemle ele almak amaçlanmıştır. İdealleştirilmiş bir ifade olarak meclis öyle demokratiktir ki ona ayak basamayacak bir sınıf yoktur. Çünkü tavrıyla buna izin verir. Sokak ve meydanla diyalog halindedir. Mimari her zaman fakir ve zengini, kralları ve köleleri, politikacıları ve sıradan insanları ayırmak için kullanılmıştır meslekten olmayan birinin yorumlarına göre. Önerilen bu mekanda üzerine çalışılmış bu diyalog bahsedilen ayrımın sınırlarını keşfetmek ve açmak üzerinedir. Zemin kattaki mekansal çeşitlilikler özellikle bu endişe özelinde geliştirilmiştir. Mekanın fiziksel bir uzantısı olarak sokağa sıçrayan basamaklı mekanın meydandan kolaylıkla ulaşılabilir olması ve kendi içinde alansal genişlemeleriyle izin verdiği kullanımsal zenginlik onu bir forum alanına dönüştürme niyetiyle şekillenmiştir. Burada yarışma için yapılmış ilk önerideki basamaklı mekanın birbirini tekrar eden biçimsel işleyişinin yerini, basamakların genişlediği yerde Konak Meydanı’na yüzünü vermiş bir forum alanı ve meclis binasının meydanı içini alma girişiminin bir parçası olan bir sokak alanı almıştır.
Bu noktada stoaların mekansal mantığından bahsedebiliriz. Stoalar yarı açık, halkın toplandığı, yönetim kararlarının da alındığı aynı zamanda kültürel, sosyal, ticari faaliyetlerin de işlediği yapılardır. Burada halka açık toplantılar yapılır. Kısacası stoalar, müzakere mekanları gibi de düşünülebilir. Yani buralar bir meclis yapısı olarak nitelendirilmezken her an demokrasinin işlediği yer halini almış yarı açık alanlardır. Önerilen meclis binası tam da böyle bir amacın peşinde koşmaktadır. Meclisin saklanmadığı, görünmez hale getirilmediği, demokrasinin ulaşılmaz bir tavırda olmadığı ve binanın duvarlaşmayıp halkı toplanmaya davet ettiği koşullar bu amacın en önemli temsilcileridir.
Bu hususlar sonucunda değinmemiz geren bir diğer konu radikal demokrasidir. Radikal demokrasi, artık modernlik yerine post-modernliğin, türdeşlik ve tek sesliliğin yerine çok sesliliğin egemen olmaya başladığı günümüzde birlikte yaşamanın formülü olarak önerilmektedir. Modelin temel hedefi ise, farklılıkların karşılıklı olarak birbirlerini tanıyacakları, kendilerini siyasal alanda özgürce ifade edebilecekleri, farklılıklarını koruyarak uzlaşabilecekleri demokratik bir sistem oluşturulabilmektir. İşte bu noktada, radikal demokrasi, ortaya koyduğu yeni değerler dizisiyle farklılıkların kesiştiği coğrafyalarda, onların bir arada yaşamasını sağlayabilecek bir potansiyele sahip olduğunu göstermek niyetindedir.5 Herhangi bir toplumsal düzeni doğal ve kaçınılmaz olarak kutsayan özcü modellerin gerçekliğini reddederken, ‘toplumsal olanın ontolojisini’ anlamaya çalışır. Vatandaşların seçeneklerin üretilmesindeki etkin varlığını öngörür. Yani liberal demokratik tasavvurdaki gibi seçeneklerden birinin oy birliği veya çokluğu ile diğerlerini elimine etmesi yerine sürekli bir tartışma ve müzakere alanının varlığını gelecek demokrasi taahhüdü olarak görür.
Antik Yunan stoasındaki katılımcılık ruhunun ve uygulanan doğrudan demokrasi yaklaşımının günümüzde nüfus açısından da daha uygulanabilir olarak görülüp yerini alan temsili demokrasi yerine Konak Meydanı’nda radikal demokrasinin bir izleğini tasarlamak bizim mekan ve demokrasi ilişkisine olan bakış açımızı daha da şeffaflaştırabilir ve mekanın anıtsallığındansa içine alan, daha geçirgen bir tutuma sürükleyebilir. Nihayetinde radikal demokrasi kuramı, farklılıkların katılımcılığına ve karar oluşum sürecinde sivil toplumsal yapıların egemen ve karşılıklı etkileşim halinde olmasına imkan tanıdığından İzmir’in demokrasi odağının İzmirlilerle ilişkisinin nasıl kurulacağı üzerine de potansiyelli bir yaklaşım olarak görülmüştür.
Proje Adı
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlık ve Şehir Meclisi
Ödüller
2.Ödül, Ulusal Yarışma
Hizmetler
Mimari
Tipoloji
Kamu binası, karma kullanım, kültürel
Konum
İzmir, Türkiye
Yıl
2023
Durum
Konsept Tasarım
Alan
47.000 m²
İşveren
İzmir Büyükşehir Belediyesi
Tasarım Ekibi
Cihan Sevindik, Sıddık Güvendi, Yaren Hazal Erman, Ayceren Karabıyık, Elif Kaya, Büşra Aydemir, Mehmet Sait Aktay, Mehmet Ali Yılmaz
İşbirliği
Yta Civil Engineering
Fotoğraf
–