Gaziantep'te Mahalle Camii
İslam dini için günümüzde tasarlanacak bir ibadet mekânının, geleneksel cami tipolojileri ve bulunduğu yer ile ilişkisinin etraflıca irdelenmesini gerektirmektedir. Bu ilişkiye dair irdelemeler aynı zamanda mekân oluşumuna katkıda bulunmalıdır. İslam inancına dair değerler ve ibadet olgusu, bağlamın yarattığı koşullar ve geleneksel ögelerin yeniden yorumlanmasıyla birlikte mekânın karakterini oluşturmalıdır. İbadet mekânı tasarlanırken, İslam dininde ibadet olgusunun etimolojik ve kavramsal olarak incelenmesi bir başlangıç noktası olarak görülebilir. Sözlükte “boyun eğme, alçak gönüllülük, itaat, kulluk, tapma, tapınma” anlamlarına gelen ibâdet dinî bir terim olarak insanın Allah’a saygı, sevgi ve itaatini göstermek, O’nun hoşnutluğunu kazanmak niyetiyle ortaya koyduğu belirli tutum ve gerçekleştirdiği davranışlar için kullanıldığı gibi daha genel olarak aynı mahiyetteki düşünüş, duyuş ve sözleri de ifade eder. Ancak kelimenin dinî içerikli belli ve düzenli davranış biçimleri için kullanımı daha yaygındır. Bu farklı tanımlarda, itaat, saygı ve alçak gönüllülük gibi kavramlar öne çıkmaktadır. Tasarım sürecinde, bu kavramların mekânsal karakterin ayrılmaz birer parçası olmaları amaçlanmıştır.
Gaziantep ilinde yer alacak cami önerisinin bağlamı ve bu bağlamdaki geleneksel cami karakterinin; tasarım sürecinin başında ibadet kavramının tanımına dair yapılan çıkarımlarla bağdaştığı görülmektedir. Gaziantep’te dini mimari, yaşanan dönem ve devirler ile egemen olan devletlerin estetik anlayışına, ekonomik gücüne, sanat anlayışına göre bir önceki mirasın üzerine yenisini ekleyerek gelişmiştir. Gaziantep ile birlikte Mardin, Silvan, Bitlis, Siirt ve Kızıltepe gibi dönemin merkezlerinde de enine gelişen cami tipi uygulamasına sık rastlanmaktadır.
Gaziantep’te farklı dönemlerde görülen farklı mimari karakterler arasında ortak noktalara da rastlanmaktadır. Bunlar tarihsel, coğrafi ve ekonomik şartlara bağlı olarak gelişmiş mütevazi ölçek ve sadelik olgusudur. Bu karakter ibadet kavramının özündeki saygı ve alçak gönüllülük kavramlarıyla da ilişkilidir. Tasarım önerisinin yer alacağı alan da ölçek ve topografya bakımından mütevazi ve çevresine saygılı bir yaklaşımı gerekli kılmaktadır. Bu alanda tasarlanacak caminin bağlam ve gelenek ile kuracağı ilişkiler tasarım sürecini yönlendirmiştir. Gaziantep’te Osmanlı döneminde mahalle ölçeğinde inşa edilmiş dikdörtgen harime sahip camiler morfoloji ve mekân kurgusu açısından tasarım sürecine rehberlik etmiştir. Bu camilere örnek olarak Karagöz Camisi, Kozluca Camii, Tahtani Camii ve Kozluca Camii gösterilebilir.
Osmanlı döneminde Gaziantep’te inşa edilmiş mahalle ölçeğindeki camilerde dikdörtgen plan şeması ve son cemaat yeri kurgusu ortak olarak görülmektedir. Bu camilerde görülen geleneksel ve mekânsal süreklilik tasarım önerimize de ilham vermiştir. Ancak bu etkilenim Gaziantep’te bulunan geleneksel Osmanlı camilerini günümüzde de özensiz bir şekilde taklit edilecek birer tipoloji olarak ele alarak gelişmemiştir.
Mimari karakterin biçimsel olarak kopyalanıp simgesel bir sembolizm ile taklit edilmesi yerine, mekânsal özelliklerin yeniden yorumlanıp tarihsel sürekliliğin sağlanması tasarım önerisindeki temel amaçtır. Son cemaat yeri ve enine gelişen ibadet mekanının kurduğu ilişki karmaşıklıktan uzak, sade ve mütevazi ilişki tasarım önerisini etkileyen özelliklerdir. Tasarım önerisi kurgulanırken kemerlerle bölümlenmiş son cemaat yeri ve enine gelişen plan şeması bu bağlamda kavramsal olarak yorumlanmıştır. Harim ve son cemaat yeri bütünleşik bir kütle olarak ele alınmıştır ve alanın güneydoğu kısmındaki topografyaya entegre edilmiştir. Topografyaya yarı gömülmüş halde bulunan bu kütle alanın farklı açılarından algılanabilmekle birlikte mütevazi ve insan ölçeğine saygılı bir hal sergilemektedir. İbadet mekânı açıklığını geçen taşıyıcı sistem geleneksel bir öge olan kubbenin faklı bir yorumudur. Burada oluşturulan taşıyıcı sistem, mekandaki açıklığı geçen kirişlere entegre edilmiş yarım bir kubbedir. Yarım kubbe içinde bulunduğu kütlenin çeperlerine kirişler yoluyla bağlanmıştır. Kubbe ve çeperler arasındaki boşlukların üzerinde bulunan ışıklıklar, yarım kubbenin havada asılı olma halini güçlendirecek bir etki yaratır.
Topografyaya gömülü ibadet mekanına günışığı, kütlenin güneydoğu cephesinde kıble yönüne uygun olarak yaratılmış dış mekân boşluğu ile sağlanır. Bu boşluğun yarım daire geometrisi, ibadet mekanındaki yarım kubbeyi tamamlayıcı bir etkiye sahiptir. İbadet mekânında oluşan yerin altında olma ve inzivaya çekilme hissi bu boşluğun yarattığı kurgu ve günışığını içeri davet etmesi ile yumuşatılmıştır. Yarım daire planlı duvar, ibadet mekânı planı kotu ile alanın doğal topografyası arasında yer almaktadır. Kıble yönünü karşılayan bu duvarın ortasında mihrap için bir oyuk oluşturulmuştur. Mihrap boşluğunun etkisi su ögesi ile güçlendirilmiştir. İbadet mekanına ulaşan gün ışığının büyük bir kısmı güneydoğu cephesinden sağlanmaktadır. Bu cephede güneş kontrolüne ihtiyaç duyulmaktadır. İbadet mekanı kütlesinin karakterini belirleyen malzeme olarak tuğla kullanımı, güneş kırıcı elemanların oluşumunu da etkilemiştir. Kütlenin ağır ve masif etkisi bu cephede hafifleyerek boşluklu bir yapıya dönüşür. Ancak güneş kırıcı elemanları oluşturan sistemde de tuğla kullanılarak malzeme devamlılığı sağlanmıştır. Tuğla kaplı masif kütlenin kıble yönünde günışığını içeri alan boşluklu bir cepheye dönüşmesi ibadet mekanı için aynı zamanda simgesel bir kontrast da yaratmaktadır. Güneş kırıcı sistem dikey eksenler üzerine merkezlerinden yerleştirilmiş tuğlalardan oluşmaktadır. Bu tuğlalar güneşin geliş açısına göre döndürülebilmektedir. Bu hareketli tuğlalar güneş kırıcı işlevini görmekle birlikte güneydoğu cephesinde aynı zamanda bir motif etkisi yaratmaktadır.
İbadet mekanı ve son cemaat yerini kapsayan kütlenin kuzeybatı cephesi kot farkından dolayı bütüncül olarak algılanabilmektedir. Ancak tasarım önerisinin genelinde amaçlanan insan ölçeğine uygunluk ve tevazu halinin sürdürülmesi için alanın kuzeybatı kısmında bu masif kütlenin algısını hafifletecek işlev ve elemanlara yer verilmiştir. Son cemaat yerinin anıtsal ve düşey etkisi kuzeybatı cephesinde çay ocağı, kuran kursu gibi mekanları kapsayan yatay bir üst örtü elemanıyla yumuşatılmıştır. Böylece projenin kuzey cephesinde de davetkar ve mütevazi bir ölçek yakalanmıştır. Bu alandaki mekanlar avlu ve sokak morfolojilerini bir arada barındırmaktadır. Burada yer alan üst örtü ve alanın kuzey kısmında bırakılan peyzaj alanı mahalle sakinlerinin vakit geçirebileceği sosyal bir işlev de yaratmaktadır. Giriş kısmında kullanılan brüt beton malzeme ibadet mekanında kullanılan tuğla ile bir kontrast yaratmakta ve kütlenin algısını güçlendirilmektedir. Kuran kursu bitişiğinde konumlandırılan minare ile de malzeme ve kütlesel kompozisyonun devamlılığı sağlanmıştır. Lojman işlevi ise doğu cephesinde ibadet mekanı kütlesine bitişik olarak yerleştirilmiştir. Bu işlevin çatısı kot farkından yararlanılarak peyzaj ile bütünleştirilmiştir.
Proje Adı
Gaziantep’te Mahalle Camii
Ödüller
Katılım, Ulusal Yarışma
Hizmetler
Mimari, peyzaj
Tipoloji
Dini
Konum
Gaziantep, Türkiye
Yıl
2019
Durum
Konsept tasarım
Alan
555 m²
İşveren
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı
Tasarım Ekibi
Sıddık Güvendi, Oya Eskin Güvendi, Barış Demir, Ebru Elif Aydın, Egehan Savgi
İşbirliği
–
Fotoğraf
–