1/20
2/20
3/20
4/20
5/20
6/20
7/20
8/20
9/20
10/20
11/20
12/20
13/20
14/20
15/20
16/20
17/20
18/20
19/20
20/20
Previous slide
Next slide

Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastane Yerleşkesi

İnsan ve doğa arasındaki ilişki, felsefi açıdan incelendiğinde, tarih boyunca insanın ruhsal gelişimiyle birlikte şekillenmiştir. İlk çağlardan itibaren doğanın gücüne karşı koyabilme amacıyla toplumlar oluşturmuş olan insan, bu süreçte doğadan kopmuş ve doğaya özgü aidiyet duygusunu kaybetmiştir. Modern toplumlarda bile, insanlar doğayla olan bu bağı sürdürmeye çalışmış, kentlerde yaşamlarını sürdürürken doğanın hatırasını ve onun sağladığı ruhsal dinginliği aramışlardır.

Psikiyatrist Engin Geçtan’ın “geçiş toplumu” olarak adlandırdığı bu durum, insanların doğayla olan kopukluğunun ve bu kopukluktan kaynaklanan acının bir göstergesidir. Doğa, insanın her alanında etkili olmuş ve onun ürünlerinin odak noktası olmuştur. Özellikle hastane tasarımlarında, doğanın iyileştirici gücüne yönelik arayışlar, psikiyatristler ve tasarımcılar tarafından ön planda tutulmuştur.

Roger Ulrich’in araştırmaları, yeşil alanlara bakmanın hastaların iyileşme sürecinde ilaç kullanımında %21 oranında azalmaya neden olduğunu ortaya koymuştur. Bu bulgu, doğanın insan üzerindeki olumlu etkilerini destekler niteliktedir. Bu bilinçle yola çıkılarak tasarlanan Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Bizimköy Yerleşkesi projesi, mimari ve peyzaj tasarımında doğaya saygıyı ve onunla bütünleşmeyi esas almıştır. Bina ve yeşil alanlar arasında kurulan simbiyotik ilişki, hastalar için sükunet ve uyum sağlamayı amaçlamaktadır.

Hastane kliniklerinin düzenlenmesinde de benzer bir anlayış göze çarpar. Az katlı, parçalı mimari yaklaşım, iç-dış mekan geçişlerini ve doğal peyzajla bütünleşmeyi teşvik etmektedir. Her klinik biriminin çevresinde yer alan bahçe düzenlemeleri, hastaların iyileşme süreçlerine katkı sağlamakta ve permakültür alanlarıyla doğayla yeniden bağ kurmalarına imkan tanımaktadır.

Doğal yapının korunması ve yapısal peyzaj öğelerinin entegrasyonu, yerleşkenin fiziksel ve doğal çevresiyle sağlam ilişkiler kurmasına olanak tanır. Promenadlar ve çim amfiler gibi yapısal öğeler, hastaların hem fiziksel hem de ruhsal olarak iyileşme sürecine katkıda bulunacak niteliktedir.

Sonuç olarak, Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Bizimköy Yerleşkesi projesi, mimari ve peyzaj tasarımıyla doğanın insan sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini en üst düzeye çıkarmayı hedeflemektedir. Bu yaklaşım, insanın doğa ile olan ilişkisini güçlendirerek, modern yaşamın getirdiği kopukluğu bir nebze olsun gidermeyi amaçlamaktadır.

Proje Adı

Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastane Yerleşkesi

Ödüller

Mansiyon, Ulusal Yarışma

Hizmetler

Kentsel tasarım, mimari, peyzaj

Tipoloji

Kentsel Tasarım, sağlık merkezi

Konum

İstanbul, Türkiye

Yıl

2020

Durum

Konsept tasarım

Alan

80.000 m²

İşveren

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü

Tasarım Ekibi

Cihan Sevindik, Sıddık Güvendi, Zehra Yeğin, Kerem Karacaoğlu

İşbirliği

Fotoğraf